Ağustos 15, 2009

Hanımeli Kokan Cesetler















lanet; bir koftizan tanrı adayıymışçasına çalımlı tavırlarla girerken kişisel kasabama
ben okunmuş sularla rakımı içiyorum
hiç onarılmadan bozulmuş amerikan aksanımı
bir ingilizin taharetsiz kalçalarında silkeliyorum

-bana sevişmenin kaba lugatını mübahlaştırma

koridorun sonuna kavuşmak istememek
çocukken girdiğimiz tünellerle mi alakalı bilmiyorum
ancak her tünel bolu dağının çıkış noktası kadar heybetli bir yere varmıyor
kontrolsüz düşüncenin beyninde yaşam alanı yaratmadığı gerçeği
inan: ben bulutlardan masa örtüsü yaparken hissiyatımı hiç bağlamıyor...

-şu lastiği uzatırsan çok müteşekkir olacağım

bir metres yağlı bir işadamının kıçını
günde on garibana kerhanede çalışmaya yeğlemekte ise
bu ekmekler gerçekten bayat demektir
ve bir cesedin hava deliklerini tanımlarken kevgir
ben çiğnediğim sakızı senin damağında unutuyorum
bunalımlar yaşadığım zamanlar da dahil
ben her türlü paranoyamda seni seviyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder