Mart 16, 2014

Ustura Kaplı Kentlerin Aşık Çocukları Hakkında







İyi bir şiir arıyordum saat 03:40'tı.

Senden bahseden esaslı bir şiir arıyordum


Caddeler, kentler, ülkeler arasında mekik dokuyordum


Rabbim beni ayakta tutuyordu


Oysa bitkindim çok, umarsızdım bir yerlerim kanıyordu


Kan ellerimdeydi kanın aktığı yerleri göremiyordum


Bir Mart gecesiydi, yalnızdım, açık seçik ve dosdoğru kızgındım sana


Pardesümün sol cebinde el yapımı bir silah namlusunu beynime doğru çeviriyordu


Sen durulacaksın ya da gece şakıyacak 


Bir çocuk camları pırıl pırıl bir fırından ekmek alıyordu 


Ben arkadaşlarından senin eski fotoğraflarını çalıyordum


Beni bir gasilhanenin kuytusunda unutsalar


Nasıl olsa her bulduğum yerde ölüyordum


Bizim çocukların ellerinde rakılar, istisnasız her biri seni soruyordu


Dilim suskun ismin dilimi kemiriyordu


Oynamaktan nefret edilen bir tiyatroyduk


Prömiyerine sevilmeyen tüm mahlukat katıldı


Oysa her daim inadına maviydin,


Ah! Seni nasıl farklı görmüştüm bir Şubat akşamı 


Bedenini bana sunmak ister gibiydin


Sedef kakmalı bir hediye kutusu ile


Esasında buna vaktimiz yoktu


Üstelik bütün kadın şairlerin erken öldüğü bir coğrafyanın çocuklarıydık


Ve ısrarla çocuklar ölmeye devam ediyordu


Herşey birbirine karışmıştı, seni özlemeye hakkım yoktu biliyordum


Aklım ülkemin sokaklarında kalıyordu, her caddede adını hatırlıyordum


Kırçıllı ve kimsesiz kedilerin bile parçalandığı bir dönemin çocuklarıydık sevgilim


Hepimizin rengi belirsiz!


Senin hikayen yaşından büyük, gözlerin gülerken maziye sabitlenmiş ateş böcekleri


Ve evren bu haldeyken sen hakikaten beni sevebiliyor musun sevgilim?


Kapılarını kilitledin mi unutulmuş zamanların


Belki de sanrısı içindesindir bu puşt hayatın


Kahpe vakitlerin dürüst aptalları olalım çocuk


Acıların ellerimi kırsın, kemiklerim parçalansın 


Birbirimizin en dürüst yerlerine sarılalım


Sahiden sevgilim sevebilir miyiz bizi


Bu kadar çok cinayet ve isyanın ardından!