Şubat 12, 2013

Eskimiş Bir Matruşkaydı Ellerin


Ve artık ev nerede ben neredeyim belli değil;
Bir yerlerine bağlıyım sanırım, hiçbir yere gitmiyorsun
Hiçbir yere gidemiyorum,
Kalemlerimden kan araklıyorlar!
Ben sana sağ salim kudururken,
Ritüelimken yani sana kudurmak
Beyazlığını sorgulamak değil haddim
Varlığın gibi bir derdim olsun istiyorum
Hazır uyumamışken bir kaygım olsun sana dair.

Gitmediğim bir yerlerde dinlenmek istiyorum
Saatin kaç olduğunun önemi yok!
Bazı evrelerde mevcut bir saat yoktur,
Elhamdülillah yoktur ve biz ibadet ederiz.
Sen köşede dur
Sen hep köşede dur, ben annemi üzeyim
Bu gerçek bir kriminal reaksiyondur!

Nasıl bir Cumartesisin, hangi lisanda konuşur ellerin
Şimdi şu saatte bu ne manasız bir kıyamet! 
Beni bilmediğim dilde bir mermiyle vursalar
Rabbim ne olur şimdi beni de Batıni sansınlar!
Huzurla her Perşembe susayım.
Yarin kahkülüne ateş-har olanlar
Bir müddet sokaklarda yansınlar, ısınayım.

Liderleri ihtilallerle devrilmiş kentler kadar sakin,
Hırçın, münzeviyim
Sahil kenarı kasabaları kadar küçüksün oysa sen.
Müsaade et hududunda dirileyim, izin ver kıyında yürüyeyim
Yorgunum ve işgal altındayım ya öldür ya da anımsa beni işte.
Pikaba sevmediğim bir plak koy, hazzetmediğim kadınlarla yatmama göz yum!
Zaten şu saatte idrak edebileceğim başka bir dua da kalmadı,
Yahut kavga edeceğim bir sembol
Vakit akşam ve perdelerimden kazınır artık 
Eski sevgililerin parmak izleri...