Ekim 05, 2010

Siyaha Tutkun Sensizlik Masalları
















Normalin dışında bir mevsim duruyordu gözlerinde asılı
En az üç kere rastladım bir düş görmüş olamam
Silüetin eflatun bir tabloysa eğer
İlk fırsatta ölmeliyim sana seyirci kalamam

Her an kapıyı çalacakmış gibi
Ona asırlar gelen süredir beklediği kısmeti
Masa örtüsü oyalayan bir yandan hasta dedesinin kulunçlarını ovalayan
Saçları örgülü
Genç kızlığı devirdi devirecek masumlara anlatıyorum nedense seni
Gelmeyişinin ardındaki umut dolu umutsuzluğu sanırım bir onlar anlar
Bir de Ekim kokan; içkiden ölesiye nefret eden sarhoş adamlar!

Ayakkabısı olmayan tüm evsizlere bahsediyorum senden
Üstüm başım birkaç kış çıplak
Ayaklarını hatırlamaya çalışıyorum, kaba ayaklarımın arasında kaybolan
Bir de her zaman yetim bir anne gibi sokulgan bakışlarını
Bensiz yarınlarını, sensiz zamanlarımı hayal etmeye çalışıyorum

Anlatsam anlamazsın
Hem bu sefer bırakalım da mermi şarjörde kalsın

Elinde filtresiz sigarası çirkin bir adam
Ölmüş kargalar anlattı da bana
İntikamla uyanıverdim uykumdan
Seni tasavvur ettim de o an
Tekrar bir düşle denk oluverdim

Günahlarım olsa dahi O beni kırmaz
Seni en müstesna sevaplarda saklasın
Yaşasaydım gelmezdin bilirim ancak
Mezarımda hür bir sancak gibi ayaktasın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder