İyi bir şiir arıyordum saat 03:40'tı.
Senden bahseden esaslı bir şiir arıyordum
Caddeler, kentler, ülkeler arasında mekik dokuyordum
Rabbim beni ayakta tutuyordu
Oysa bitkindim çok, umarsızdım bir yerlerim kanıyordu
Kan ellerimdeydi kanın aktığı yerleri göremiyordum
Bir Mart gecesiydi, yalnızdım, açık seçik ve dosdoğru kızgındım sana
Pardesümün sol cebinde el yapımı bir silah namlusunu beynime doğru çeviriyordu
Sen durulacaksın ya da gece şakıyacak
Bir çocuk camları pırıl pırıl bir fırından ekmek alıyordu
Ben arkadaşlarından senin eski fotoğraflarını çalıyordum
Beni bir gasilhanenin kuytusunda unutsalar
Nasıl olsa her bulduğum yerde ölüyordum
Bizim çocukların ellerinde rakılar, istisnasız her biri seni soruyordu
Dilim suskun ismin dilimi kemiriyordu
Oynamaktan nefret edilen bir tiyatroyduk
Prömiyerine sevilmeyen tüm mahlukat katıldı
Oysa her daim inadına maviydin,
Ah! Seni nasıl farklı görmüştüm bir Şubat akşamı
Bedenini bana sunmak ister gibiydin
Sedef kakmalı bir hediye kutusu ile
Esasında buna vaktimiz yoktu
Üstelik bütün kadın şairlerin erken öldüğü bir coğrafyanın çocuklarıydık
Ve ısrarla çocuklar ölmeye devam ediyordu
Herşey birbirine karışmıştı, seni özlemeye hakkım yoktu biliyordum
Aklım ülkemin sokaklarında kalıyordu, her caddede adını hatırlıyordum
Kırçıllı ve kimsesiz kedilerin bile parçalandığı bir dönemin çocuklarıydık sevgilim
Hepimizin rengi belirsiz!
Senin hikayen yaşından büyük, gözlerin gülerken maziye sabitlenmiş ateş böcekleri
Ve evren bu haldeyken sen hakikaten beni sevebiliyor musun sevgilim?
Kapılarını kilitledin mi unutulmuş zamanların
Belki de sanrısı içindesindir bu puşt hayatın
Kahpe vakitlerin dürüst aptalları olalım çocuk
Acıların ellerimi kırsın, kemiklerim parçalansın
Birbirimizin en dürüst yerlerine sarılalım
Sahiden sevgilim sevebilir miyiz bizi
Bu kadar çok cinayet ve isyanın ardından!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder