kadın
adın ki aklımın içinde
kıvrılıp uyuyor
hecesi iki; bu
masumiyetinden
yahut kirpiklerinin gerçekliğine kıskanç
bir mevsim esrimesinden mi, bilmem
("er geç" mi denirdi "elbet
bir gün" mü yoksa adına?
-kurguya değil vakitlere idi, vurgular oysa
saçma sapan tüfek saçma- hayali yahut gerçeği
farketmezken hasretin vuslata
somut kaftanlar mı biçiliyordu bir anda?
yelkovanın bile titrediği
irkildiği an akrebine sırnaşmaya, yanaşıyordu
süzülüyordu kanatları rüyalarımın narasına
susmalardan örülü bir buket
sunuyordu anlağımın ağına
işte anlak ve sunaklar ne kadar aksa
sadakat
çok mavi sonralar ve deprem
umutsuz demlenmelerine yaşımın
kara tahta tebeşir temaşa!
gün ki aşımın bungun tadına; gün ki sabırdan
sabırsamaktan çatlamış çorak
maskesine mahlasına
başımın... bir yoldu uzanan sevgi nehrinden
demirbaş hislerine yaşamımın
histen gönle buharlaşan iz
deprem: artçıları aşk ve dua
rüyadan kovulmuş riya...)
perde perde perde!
***
umudum haline bürünüyor bağlanmalar
çoğalıyor çağlıyor çarpıyor bir bir haneme
"o" ne değildir öğretiyor tinde
en nihayetinde tende: ne? lav kor kıvrılmalarından
sızıveren kalbime; tarifi tasviri imkansız
parmakları ile bir peri
çığlık oluyor nabzıma günden güne...