Ekim 10, 2010

Bağ Evinde Kuşluk Sevişmeleri

















Seninle tartışmalarımız hep kıymetli sonatların ardından,
Kerameti dudaklarından menkul şarap bardaklarını
Kapitalizm karşıtı amerikan mutfağımızda ovalarken
Bir de ben açık perdeler civarında
Müstehcen fıkralar anlatırken gerçekleşmekte
Benimle alıp veremediğin kaç küstah aşk var mazide sevgilim?
...

Sevişmelerimiz hep bir Auschwitz kıvamında
Kalabalık, yalnız, disiplinli, isyankar, duraksız
Sol kolunu arkaya doğru kıvırmadan, anlamanı istiyorum artık beni
Gözlerimde Mussoliniler yok hiçbir zaman olmadılar
Kısmen ittahatım kısmen terakki
Ve bedeninin en şahsi yerleri en büyük ittifakım
Gözlerin yenilmiş hayallerimin müttefiki

Liebe Macht Frei!

Bırak toplamayalım artık şu işkencehaneyi
Es geçiyoruz yaşamak uğruna ruhumuzdaki mevlevihaneyi
Biraz sussun artık kavmimle hiçbir ortak yanı olmayan arkadaşların
Pencereden bakarken birkaç uzun boyunlu aşk geçti de
Görsen dudakları tıpkı senin pembe dudakların!

Elbette ziyadesiyle güzelsin
Adım kadar eminim phalaenopsis'lerle kesinlikle bir kan bağın var
Yahut baban ergenliği esnasında,
anneni bir polenle aldatmış dahi olabilir.
Hişt!
Sessiz olalım kapıda sanırım İngiliz Kraliyet Ailesi var
Bu güzel bedenin karşımdayken üstelik ellerin
Ellerin birkaç santim yanımdayken sevgilim
Onların soğuk şakalarını hiç çekemem!

Topraklarımın her metrekaresine adını ekerim
Generalleri ihtilal öncesi önce ekerim
Mankenleri bırakır, sadece yaşlı kadın ve huzurevi fotoğrafları çekerim!
Biraz daha yalan söylemek zorunda bırakırsan beni
Muhtemelen kurada Cehennem’i çekerim!
Beni üzme dön artık sevda sınırlarımızın dahiline,
Aynı dili paylaşıyoruz; bağımsızlığını tanımıyorum!
...

Hava yağmurluydu, ıslanmıştı dün
Bedenime yine teşrif etmedin
Hava güzel ve tarihte bugün
Ben birkaç Vivaldi kadar öldüm...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder