Ağustos 15, 2009

Ben*


(yuvamdır geceler bilir misin?
üçtür hep bana
elalem tavrı koyar acımaz ya hani
işte o üçüncü tekiller gibidir mesela
iki mi dedin, duydum seni
anlıyorum kızma anlatırım
az bir sabret ah
unsuz da yoğururum bizi)

keşkelerinle avunur
yokluklarını sayar oldum ben
susuz tayfunlar, kumsuz çöller yarattım ufuğumda
varlığını attım cebe, yokluğun bile kusur

(bozdum hepsini, en baştan
bir.. iki.. üç...)

oynaşmaktan sıkıldım be gece
diretmeyeceğim
işit sesimi inatçı ben:
defol gecemden
ve başbaşa bırak ikiliyi!

(bu sefer
sen ve ben değil,
iki ben var aynamda)

gözlerime kırbaç vurdurtmam
ne de hayallerime zincir
bıçaklar kaldırıldı raflara
kesip biçmiyorum artık
yaşamlarını zahiri eşlerimin
aynadaki samimi geliyor belki de
çaresiz
acıyorum ona
en çıkmaz umutsuzlukken kapımdaki
'anlat'larındandır,
'fısılda fısılda'
'haydi dök kederlerini'dendir sebebi

maskeleri çıkardık, sayıyoruz
mavi, yeşil, kırmızı
yokluklarla evcilik oynuyoruz
sıkılıyoruz tabii sonra
birikmiş teneffüslerimiz var
en sunisinden ellerimizde
bir de döküntülü zillerimiz çalan
inletiyor dört duvarı
ve şehrin korkunç yalnızlığını
saklambaçlara geçiyoruz ardından
çelik çomak derken
bir bakıyoruz sabah olmuş...

unutulmuş platonik
o gözler gibi - "bakmalar denizi"
ışıl ışıl...

(ben ve ben,
gecelerin doyumsuz sevdası
yorgun ve uslu çocuk, kendimle dertleşiyorum
dedim ya,
ben varsın artık aynamda
ışıl ışıl
ve yansımalar!)

sıkılmıyorum belki de
söyleyivereyim derdimi bana bir celsede
yeni oyunlarını oyunlarını tatmak
tatmak isterdim sadece!

~~~~~~

*hayatımda doğru dürüst kalkıştığım ilk şiir denemem buydu diyebilirim neredeyse; işbu sebepten, yeri mühimdir içimde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder